Bu günler belki gelirim sana.
Konuşmak için değil,
sadece yüzüne bakmak için.
Belki senin yüzünde bulurum aradığımı.
Bütün gördüğüm yüzler lakayt,
hissiz.
Senin yüzün nasıl?
Nâzım Hikmet
Pusun içinde kaybolduğum günler.
Kaybolmak ne kelime,
Kelimeden kelimeye atladığım günler.
Sessizlik sessizliklerle iç içe,
Bir ses duymaz oldu kulaklarım, nicedir,
Muazzam sesinin yokluğu,
Bir sızıdır kulaklarımda çok uzun zamandır,
Bu hangi lisandır, necedir?
Şimdi bir dolmuşa atlasam,
Bir atın üzerindeymişçesine sana gelsem,
Ak yüzünle beni karşılayıp,
Ağulamadan benimle sarhoş olur musun?
Yolda yüzler var; onlarca, binlerce,
Hangisine baksam bir yara, bere,
Tüm bu yüzlerin içerisinde, bir çare,
Senin yüzünü görebilecek miyim diye,
Her gördüğüm yüzün tüm hücrelerini inceleyerek.
Sahi, kaç hücre vardı yüzünde,
Hücrelerini tek tek saymak istiyorum.
Kaç kirpiğin varsa o muazzam göz kapaklarında,
Her biri için bin ben, kurban etmek istiyorum.
Tüm yüzler seni işaret ediyor,
Gel de irşat et beni, gel de göster yüzünü.
Özlem dolu olduğum yüzünden peçeyi kaldır,
Göster bana o beldeyi,
Sarhoş olmak istiyorum sonsuz varlığında.
Bir yüzde bin hücre, milyon hasretim var,
O yüzde benim ana yurdum, benim cennetim var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder