26 Nisan 2013 Cuma

Sen Yokken Yorgunum

"Ne denli yorgunsun cumartesi akşamki mektubunda! Çok diyeceğim var o mektup üstüne; ama yorgunsun. Onun için susuyorum. Bende yorgunum, Viyana'dan beri ilk olarak böyle yorgunum. Uykusuz, çatlayacak gibi bir başım var. Bir şey söylemeyeceğim bugün sana; büyük koltuğa oturtacağım seni, o kadar. (Yeterince sevgi gösteremedim sana diyorsun, daha ne yapacaktın Milena? Oturmama izin verdin, karşımda oturdun, yanımdaydın. Bundan büyük sevgi, saygı olabilir miydi hiç?) Şimdi de ben seni oturtuyorum koltuğa, mutluluğumu anlatabilir miyim sözcüklerle? Ellerime, gözlerime, zavallı yüreğime nasıl anlatayım burada olmanın mutluluğunu? Benim olmanın? Oysa tutkunluğum sana değil, senin sağladığın yaşamımı seviyorum."

Franz Kafka / Milena'ya Mektuplar




Oysa çok yorgunum bende.
Bu yorgunluğu anlatacak gibide değilim.
Sen olmayınca bütün enerjimi kaybediyorum.
Günden güne, saatten saate tükeniyorum.
Sen varken böyle değil ama.
Sen olunca yanımda senden başka hissettiğim bir şey olmuyor.
Ne yorgunluk kalıyor ne başka bir şey.
Kırmızı bir koltukta seyrediyorum her şeyi.
Koltuğa uzanıyorum.
Seyrediyorum seni.
Seninle olunca ben seyrediyorum dünyayı bambaşka bir yerden.
Sen bana bambaşka yerleri gösteriyorsun.
Dünyanın ötelerine götürüyorsun beni.
Ben ki hep mutluyum seninle.
Yorgunluğumu gideren sensin.
Yoksa ben ki yüzyıllardır yorgun gibiyim, hiç dinlenmemiş.
Senin tek kelimenle dinleniyorum.
Yanımda oluyorsun bazen, o anlarda yaşamla doluyorum.
Dolup taşıyorum hatta ben mutlulukla.
Sen benden santim uzaklaşınca çöküyor üzerime yorgunluklar.
Bırakıp gitmiyorlar beni hiçbir yere.
Ne zaman geliyorsun belli olmuyor.
Bunu düşünmek bile yorgunluğumu azaltıyor.
Oysa ben çatlayacak gibiyim yorgunluktan.
Bitiyorum günden güne.
Şimdi gelsen yanıma.
Oturtsam seni kırmızı koltuğa.
Onun üzerinde dinlensen biraz.
Bende senin başucunda soluklansam ve beklesem.
Sadece seyretsem seni saatlerce.
Başka ne isteyebilirim ki?
Senden gayri neyi arzulayabilirim ben?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder