"Yanımda yürüyordun Milena. Düşünsene yanımda yürümüştün." (Franz Kafka)
Seninle yürüdüğümü düşünmek bile güzel geliyor bana.
Anla artık nasıl bir etkin olduğunu.
Seninle aynı gökyüzünü paylaştığımızı bilmek bile beni güçlü kılıyor.
Anla artık beni neyin güçlü kıldığını.
Seninle aynı havayı solumak bile ruhumun derinliklerine ulaşıyor.
Anla artık seni ne kadar derinlere kadar işlediğimi.
Sen benim için her şeysin.
Her şey senden başlar benim için.
Benim için hiçlik yoktur senin yanında.
Anla artık benim seni hangi dereceye çıkardığımı.
Gün doğar ve batar, sonlanan her şey gibi.
Başı ve sonu belli olan onca şey varken çevremizde.
Ben başını hatırlayamadığım ve sonunu bilmediğim bir hâldeyim.
Sen başlangıç ve sonunu bilmediğim bir noktasın.
Senin denklemini ne yazabilirim.
Ne senin resmini çizebilirim.
Anla artık benim için ne kadar mükemmel bir anlam ifade ettiğini.
Ellerin uzun beyaz parmaklarıyla dolanır çevremde.
Onlar; bana uzanan ellerin, cennetten uzatılan bir dal parçası gibi.
Anla artık, milyarlarca kez söylerim, sen benim cennetimsin.
Gün olur asra bedel, ömür törpülenerek geçerken böyle.
Anla artık, bu dünya benim için cehennem kuyularındandır.
Şevk ile atarak gelirken sana her adımımı.
Sonu olmayan bu sevgimle koşarken senin yanına.
Anla artık sana doğru olmayan her adımım atılmamış gibidir.
Sesim boğumlanarak çıkarken ağzımdan.
Senin adını anmadığım her sözcük benim için kayıp bir kelimedir.
Anla artık, anla.
Senle ben, hâyâl bile kurulamayacak kadar güzel bir şeyiz.
Düşünsene ya, sen benim yanımda yürümüştün.
Konuşmuştun, dinlemiştim.
Susmuştun, susmuştum.
Gözlerini kırpmıştın, gözlerimi kırpmadan bakmıştım.
Şimdi yutkunuyorum ben.
Sen izlemek için çırpınırsın beni.
Anla artık, sensiz ben; ben değilim.
Sen benim cennetimsin, anla artık.
Anla.
Anla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder