16 Eylül 2015 Çarşamba

Yitik Mezopotamya / Bir Adın Kalır Geriye

Kaşık gibi yüzün kayboldu,
Suya vuran yansımada.

Nergisler ovasına bir damla düştü,
Zift gibi.

Bir adın kalır geriye,
Onu da silmezlerse.

Yeşil gök, tunç deniz, kızıl haziran;
Düşlerin düşüşe açılan penceresi,
Uykuda insanı bekleyen karanlık;
Yalnız kaldığın kalende can bulur,
O da yiter gider bir gün;
Bir adın kalır geriye,
Onu da silmezlerse.

İskender'in at koşturduğu coğrafyadan,
Yitik mezopotamyasından gönlün,
Nice kısrakların koşturduğu ovadan,
Yine atlılar gelir bir gün;
Ellerinde tuğ diye sevgilinin saçları,
Âşk kokulu;
O gün kalsa da yitse de bir insan,
Doğan da ölen de yok artık,
Her şey donuk;
Zaman bir yarıktan ibaret,
Sürekli insanı içine çeken.

Yalancıydı Hızır, İlyas, İskender;
Yine sarhoş oldukları bir gün,
Şeytan fısıldamıştı kulaklarına,
Binbir yalan ören insan aklına,
Kandırmıştı onları,
ve âdemoğlunun atasından beri peşinde olduğu,
Arzuyu koymuştu yüreklerine;
Ölümsüzlük, bir düşten ibaret,
Hep kulağa fısıldanan,
ve yitik mezopotamyasında gönlün,
Bir avuntudan ibaret.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder