Gönlümün çorak vadisinden,
Sana sesleniyorum Dile.
Dilim ney ile yoldaş,
Sırdaş.
İçimde bir büyük boşluk;
Köküm toprağa karışır,
Bir yol arar kendine,
Ya şekere ya tuza ulaşan.
Ya boy verir uzarım,
Ya zehirlenip içten içe kururum;
Yine dilimde sen,
Neye can veren, ruh üfleyen.
İçimden sana ağıtlar yakmak gelir Dile,
Ney ile içimin hüznünü kusmak.
Bir yaz gecesi gülümsemesi beliriyor üstümde,
Sıcak bir soluğun varlığını duyuyorum,
İçim dışıma karışıp sonlanıyor,
Kelimeleri akıtıyorum sana doğru.
İçim hep bir hüzün yuvası Dile.
Bu yaktığım kaçıncı ağıttır, diyorum;
İnsan başına kaç ağıt düşer?
Dile, benden sana kaç yol uzanır;
Sen kaç yolumu kesersin, hep yolumu gözleyip?
Dudaklarının susuzluğundan kavruluyorum,
Toprağının yakıcılığından;
Dile, ağıtlarımdan zehirleniyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder