Durdum ve ufukta beliren günü dinledim, nasıl korkarak geldiğini. Gün, huzuruna gelmeye korkuyordu insanoğlunun ve âdemoğlu/ademoğlu nice kötülükler biriktiriyordu onun için. Gecenin torbasına koyulan silahlar çıkarılacak artık. Zaman yaklaşıyor ve keskinleşiyor bıçakların ucu. Kabzalar parlıyor. İnsana bin bir dert açacak bir gün daha geliyor. Gün yaklaşıyor korkarak.
Ay, silik bir muhafız, korkak, uykuya yakın. Uyumak. Uyumak, Yaratan icadı, acılara bir merhem olsun diye. Sarsın diye sökülen yaralarını ruhunun. Diksin diye çözülen yerlerini bedenin. Öpsün diye kuruyan yerlerini sevginin. Uyku, güzel şey fikirlerden bile.
Korkak gecenin içine saklanan çırılçıplak düşler. Cennetten çıkarılan Âdem'in çıplaklığı. Babamız mı dedemiz mi? Öldürmek istiyorum düşlerimi. Bana güç verecek misin ALLAH'ım? Kurduğum düşleri yıkmak istiyorum saklandıkları bellek denilen kulede. Soymak istiyorum rüyâlarımı, üryan bırakmak istiyorum. Hayâllerimin bâkir kalmasını istiyorum gerçekleşmeyeceğini bilsem de. Her insan bir katildir sonunda bilirim ne de olsa, katildir ruhu bedenin.
Kâbus gibi bir gece bu. Yaşamak daha kötü ölmekten. Uyanık olmak kadar kötü değil uyku. Aynı kökten türeyen birbirine zıt kelimeler. İki harf istiyorum senden ve sonra çekip gitmek.
Bir soy bıraktın ardında. Yalnızca kâbus işlenecek. Çarşafı çıkar üzerinden. Soyun önümde. Çöz dizlerinin bağını. Boyunbağın çok gevşek ve dilin zehir gibi, akrebin zehri, bilirsin. Gecenin kuşağını bırak.
Gün geliyor korka korka. Söküp atacağım artık geceyi. Gün doğuracak günahları gece kadar. Gün daha da kalıcı kılacak ölüleri.
Ölüp gideceğim, ne güzel olacak, ne kadar güzel öleceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder