Gönül han değil, dergâhtır.
Mevlana
Gönül dergâhının kapısı kapalıydı.
Yol yoktu bu esaretten kurtulmaya.
Bu handa kalıcı değilim.
Ben, kendi hanesinden kovulanlardanım.
Benim sorunum kovulmuşluk.
Dışlanmışlık, iblisin kendisi gibi.
Belki şeytanlaşan insanlarla,
Melekleşen mahlukat arasında bir yerde,
Sessiz ve sakin beklemekteyim,
Neyi beklediğimi bilmeden.
Beklenen de gelip geçiyor insanın önünden.
Beklenenler ile bekleyenler farklı uçlarında,
Çemberin.
Sahi ya çemberin bir ucu yoktu,
Ve de bir köşesi, kenarı.
Öyleyse bu bekleyen ile beklenenin aykırı ayrılığı,
Nedendir, çözmeli eşref-i mahlukattan biri.
Gönül dergâhının kapısı kapalı olamaz idi.
Kim nasıl kapattı ise içerisini kendisi ile doldurdu.
Bu dergâhta ondan başka bir şey söylenmez.
Sevgili, bu dergâhın kapısını kapattı.
Ne bir öz ne de bir söz kaldı geriye.
Ne han kaldı ne de hamam.
Hepsi kül, hepsi gül şimdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder