" Gelin vazgeçin.
Çıkartın şu üzerinizde iğreti duran bakışları.Kalbinizin zembereğini her türlü ayardan boşaltın ve içinizin ritmine ayar tutmasını sağlayın.
Takının kendi bakışlarınızı, kuşanın kendi kalbinizi."
[ Nazan Bekiroğlu - Mor Mürekkep ]
Yapmacık bir asaleti sergilemekte günümüz toplumu.
Eller bile titremekte, yapmacık bir nezaket gösterisinde.
Ama bir türlü becerilemiyor, üstüne bir de doğallığı kaybediyoruz.
İnsanlar yüzlerine taktıkları yalancı gülümseyişlerle aşağılıyorlar kendilerini.
Bir kere aynaya baksalar, ne kadar iğreti durduklarını farkedecekler.
Kalplerini, sakladıkları o bedenden sıyırmalılar evvelce.
Sonra o giyinip kuşandıkları giysilerin onlara asalet katmadıklarını kavramalılar.
Unutmamalılar ki; görünen sadece giysi.
Ondan sıydıldıklarında giysi yerine kendilerini sergileyecekler.
Kendini sergileyen insan, yüzünde tebessümün varlığını hissettiren insan;
Asalete doğuştan sahip olan insandır.
Kendimize ait olmayan tavırlarla insanları etkilemeye çalışıyoruz.
Konuşmamıza bile bir farklılık katma amacı güdüyoruz.
Duruşumuzu değiştiriyor, durmadan yalandan bir kahkaha koyveriyoruz.
Bakışlarımızı kısıyor, genişletiyor, onu bile değiştirmeye çalışıyoruz.
Daha sonra yapmacık tavırlara bedensel ögeler ekleniyor.
Dikkat çekme isteği tavana vuruyor, delip geçiyor adeta.
Saçlar boyatılıyor, şekillendiriliyor.
Yani doğuşumuzda bize verilen her şeyi değiştirme ihtiyacı duyuyoruz.
Temiz, tek tondaki vücudumuza işlemeli kumaş havası veriyoruz.
Dört bir yanını mantıksızca kuru kafalarla, örümcek ağlarıyla donatıyoruz.
Kendimizi döve döve, işkence çekme pahasına dövmeciye paraları memnuniyetle sayıyoruz.
Bundan birkaç asır önce ise bunu vahşet olarak değerlendirirdi insanlık.
İnsanlık tarihine hep korkunç olarak geçen olaylardı günümüzün normal olayları.
Günümüz toplumunda doğal kalmış bir kaç şey bulmak paha biçilemez değerde artık.
Tiyatro sahnesindeymişizcesine içinde bulunduğumuz oyunu oynuyoruz.
Ve piyes burada son bulmuyor, her gün yeni seanslar ekleniyor ona.
Her geçen an, geleceğe bir yapma tavır daha eklenen bir zaman dilimidir.
'Yapmacık Tavırlar Tiyatrosu' perdelerini açıyor ve oyun yeniden başlıyor, hiç bitmeyecekmişcesine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder