E= m.c²
Sevgi kelimesini fiziksel kavramlar çerçevesinde bir sayısalcı olarak anlatmak için uğraşacağım.
Matematiksel formüller ile felsefi düşünceleri edebi kavramlara bürümeye çalışacağım.
Albert Einstein bu formülü bulmak için koca bir ömür tüketti, geleceğe bir ışık saçtı.
Bugün onun izlerinden ilerlemekte Fizik.
Ve bende geleceğe bir çizik atacağım, karanlık olarak görünen gelecek aydınlanacak.
O attığım çiziği genişletmek ise sizin ellerinizde.
Fizik bize şunu öğretir: Doğadaki bütün olaylar arasında doğru veya ters olarak bir orantı ve ilişki vardır.
Hiçbir nesne düzensiz olarak hareket etmemektedir.
Rakamlar pekçok şeyi ifade edebilirler.
Pi sayısı, öglit, pisagor v.s. gibi pekçok formül insan zihnini kaplamaktadır.
Bir insan ömrünü bir rakamı bulmak için adıyor ise bizim hayatımızı mutluluk ve sevgi formüllerine adamamız çok mu saçma acaba?
Fizik'in bize olan öğretisinden yola çıkarak bence insanlara olan sevgimiz arttıkça dünyadaki mutluluk katsayısıda artıyor.
Bir insanı sevdiğinde onun getirdiği bütün nesneleri sevebiliyorsun.
Bir şarkıyı sevdiğinde onu dilinden düşürmüyorsun.
Bir filmi sevdiğinde herkese o filmi izlemesi için baskı kuruyorsun.
Yani bir şeyi sevdiğinde insanlarında onu sevmesini istiyorsun.
İnsanlar ise önerilerini sevdikçe sende doğru orantılı olarak daha mutlu oluyorsun.
İnsanoğlu sevme içgüdü ile beraberdir.
O sevmek için yaratılmıştır ve onun sevmesi için pekçok ilave şey yaratılmıştır.
Sevgi, mutluluğu peşinden sürükler.
Ona halatlarla bağlıdır.
Saçmalamalar Kitabım II
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder