22 Ekim 2015 Perşembe

Hüzün Kovanı

Bir hüzün kovanıydı gözlerin,
Gün ışırken oluşmuş çiğ taneleri;
Kopan tespihten dağılan boncuklardı bakışların,
Sürekli tekrarlanan.

Dağ kahverengisi bakardı gözlerin;
Buram buram bir sis kaplardı etrafını,
Tane tane üşürdü ellerin,
Buruk buruk tutulmuştu dilin sözcükler kördüğümken:
-Hangi kördüğümdür gördüğüm, göğsündeki?-

Bir hüzün kovanıydı ölüm benim için;
Bir tutuklu kalmadan ibaret,
Birleşmesinden zıt kutupların,
Birliğinden sonsuz elem taşıyan ruhların.
Bir hüzün kovanıydı gömülenler için mezar,
Yaşayanların içi sızlar.

Akşam, yine akşam, daimî akşam,
Sürekli gözlerimin gördüğü.
O, durmadan yolunu gözlediğim,
Sabahın yolunu bağlar
ve ölü yollar, ...

8.10.15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder