Seni arıyordum sevgilim köşebucak,
Kudüs'e varıyordum bir koşu,
Ağlama duvarını yıkıyordum,
Kovuyorlardı beni.
Yaktılar tüm umutları şehrin uçlarında,
Sen yoksun dediler,
Yollar binbir parçaya bölünüyordu içimde.
Roma'ya vardım sevgilim,
İçimde kırık düşlerle;
Başımda zeytin dallarından bir taç,
Parlayan ayın on dördü gibi;
Avuç içlerim onlara dönük,
Şarap sundum, testi testi.
İçmek için yanaştıklarında avcuma,
Gördüler, kan ırmağındaki şiddeti.
Taşladılar beni sevgilim.
Sen o olamazsın dediler.
Nirvana'ya vardım sevgilim,
Yine seni arıyordum içimde.
Bağdaş kurup oturuyordum Ganj kıyısında.
Durup bekliyorlardı önümde.
Yıllar saatlere parçalanıyor,
Sakalım uzuyordu.
Sen Buda'sın diyorlardı sevgilim, gözlerime bakıp,
Önümde diz çöküyorlardı.
Dublin'e varıyordum sonra sevgilim, Londra'ya;
Yağmuru dinliyip yeşili dillendiriyordum.
Susuyordu herkes,
Sen beklenensin diyorlardı,
Gidiyorlardı.
Nereye gittimse seni de götürdüm sevgilim,
Avuçlarım kanaya kanaya.
Gözlerini bir türlü anlatamıyordum sevgilim,
Boş bırakıyordum;
Kumral.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder